2 Ağustos 2007 Perşembe
Aşk girdabının orta yerinde kalan Elif ve Orhan, ilişkilerinin geldiği son durumdan rahatsızdır. Elif bu öpücüğün erken olduğu kanısındadır. Kendine engel olamadığı için kızgındır. Diğer taraftan Orhan aşklarını yalanlarıyla kirlettiğini düşünmektedir. Her şeyi Elif'e açıklayacaktır. Fakat bu gücü bir türlü kendinde bulamaz. Çünkü Elif'e duyduğu aşk ona hep engel olur. Orhan çareyi Elif'ten kaçmakta bulur.. Orhan'a ulaşamayan Elif, Orhan'ın ondan vazgeçtiğini düşünmektedir. İki genç aşık, çok isteseler de birbirlerini ne akıllarından, ne dünyalarından çıkaramazlar. Hayriye evlilik hayallerine dalmıştır. Kendini cimri sanan Hayriye'ye karşı karizmayı düzeltmeye niyetli Murat, Hayriye'ye beklediği hediyeyi verir. Beklemediği bir tepkiyle karşılaşır. Hayriye artık çok mutludur. Çünkü kendince evlilik yolu artık açılmıştır. Hanzade'lerin evinde ise kazanlar kaynamaya başlamıştır. Küçüklüğünden beri Elif'i rakip gibi gören Oya, Elif'in yasak ilişkisini öğrenmesinden rahatsız olmuştur. Ne yapıp edip Elif'in konuşmasını engellemek ister. Emel'in boşanma davası açtığını öğrenen Salim deliye döner.. ve Ekremlerin evinde hepimizi büyük bir sürpriz bekler..
Kolay pes etmem
"Zincirleme Film Tamlaması", "Güz Yangını", "Esir Kalpler" ve "Yumurta" gibi yapımlarda tanıdığımız polis kızı Saadet Işıl Aksoy, şimdilerde "Senden Başka" dizisinde oynuyor.
Aksoy kendini şöyle tanımlıyor: "Plan, program yaparak yaşamam. Sadece anı yaşamayı seviyorum ve kolay kolay pes etmem."
n Biraz kendinizden bahseder misiniz?
- 29 Ağustos 1983, İstanbul doğumluyum. İki ağabeyim var. Annem bana hamileyken, ailem yine erkek çocuk olacak diye epey telaşlanmış. Doğum sancısı başladığında bile cinsiyetimle ilgili sıkıntı içindeymiş. Ben dünyaya gelince annem başta olmak üzere tüm aile büyük bir mutluluk yaşamış.
n Aile ilişkileriniz çok sıcak anladığım kadarıyla...
- Öyledir. Anne ve babam polis... Ve galiba ben biraz da baba torpiliyle büyüdüm. Babam her konuda, her adımımda yanımda olmuştur. Annem ise daha temkinli, daha kontrollüdür. Böylece ailemizin içinde hep bir denge olmuştur.
n Evin tek kızı olmak nasıl bir duygu? Şımartıldınız mı?
- Bizim ev hep çok sesli olmuştur. Evde hep bir bağırış çağırış, hep bir gürültü vardı. Bu arada itiraf etmeliyim ki ağabeylerim küçükken beni çok ağlattılar. Düşünsenize evde iki erkek. İkisi de ortaokul çağlarında. Günün çoğunu birlikte gülüp oynayarak geçiriyorlar. Ben ise kendi köşeme çekilmişim. Onlar için oyuncak bebek gibiydim. Gözü yaşlı büyüdüm. Şimdi ise her ikisine de minnettarım.
http://sendenbaskax.blogspot.com
n Bugüne gelelim... Oyunculuğa nasıl adım attınız?
- Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili Edebiyatı son sınıf öğrencisiyim. Bir arkadaşım Number One TV’de müzik programı sunmamı isteyince havalara uçtum. Beni görüşmeye çağırıp, küçük bir stüdyoya soktular. Burnuma kamerayı dayadılar; "Hadi konuş bakalım" dediler. Normalde hiç susmayan ben, o anda ağzımı açamadım. O gün sonuç alamadık tabii. Birkaç hafta sonra tekrar gittiğimde, bana rahatlamam için başka programların çekimlerini izlettiler. Çekingenliğim biraz daha devam etse de, sonunda bülbül gibi şakımaya başladım.
n Ya sonra?
- Müzik programı iki sene kadar sürdü. O dönemlerde bir fırsatını yakalayıp, sekiz ay diksiyon kursuna gittim. 2002’de ise öğrenci değişim programı çerçevesinde Amerika’nın yolunu tuttum. Türkiye’ye döndükten sonra, okulum devam etmesine rağmen oyunculuğa iyice yoğunlaşmaya başladım. Pera Güzel Sanatlar Atölyesi’nde, daha sonra Harun Özakıncı’nın sinema-oyunculuk atölyesinde dört ay oyunculuk eğitimi aldım. Ve nihayet Kanal D’de yayınlanan bir dizide dört bölüm oynadım. Dizi yayından kaldırılınca üzüldüm, ama ben kolay pes eden biri değilim.
n Ekranlara çıkınca çevrenizde popüler oldunuz mu?
- Yakın çevremdekiler, basında benimle ilgili haber çıkınca hemen "Haberin çıkmış gördün mü?" diye arıyorlar. Bazen bir kafede "Sizi nereden tanıyoruz?" gibi sorularla karşılaşıyorum. Bunları yaşamak çok hoşuma gidiyor.
n Gelelim yaşam felsefenize...
- Ben pek plan program yaparak yaşamayı seven biri sayılmam. Geleceğin size neler getireceğini bilemezsiniz çünkü... O yüzden sadece o anı yaşamayı ve değerlendirmeyi seviyorum. "Hayat siz başka planlar yaparken gelişir" sözünü çok severim. İstediğiniz kadar titiz davranıp seçici olun, insanın hayatı boyunca önüne çıkacak sürprizlere açık olması gerekir.
n Biraz da sosyal meselelere değinelim... Türkiye’de hálá kadın-erkek eşitliği tartışmaları yapılıyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?
- Türkiye’de kadın-erkek eşitliği var gibi gösterilse de bence yok. Hálá bazı yörelerde kadının görevi sadece doğurmak, yemek yapmak ve evi temizlemek. Büyük şehirlerde bile bu durum yaşanabiliyor.
Aksoy kendini şöyle tanımlıyor: "Plan, program yaparak yaşamam. Sadece anı yaşamayı seviyorum ve kolay kolay pes etmem."
n Biraz kendinizden bahseder misiniz?
- 29 Ağustos 1983, İstanbul doğumluyum. İki ağabeyim var. Annem bana hamileyken, ailem yine erkek çocuk olacak diye epey telaşlanmış. Doğum sancısı başladığında bile cinsiyetimle ilgili sıkıntı içindeymiş. Ben dünyaya gelince annem başta olmak üzere tüm aile büyük bir mutluluk yaşamış.
n Aile ilişkileriniz çok sıcak anladığım kadarıyla...
- Öyledir. Anne ve babam polis... Ve galiba ben biraz da baba torpiliyle büyüdüm. Babam her konuda, her adımımda yanımda olmuştur. Annem ise daha temkinli, daha kontrollüdür. Böylece ailemizin içinde hep bir denge olmuştur.
n Evin tek kızı olmak nasıl bir duygu? Şımartıldınız mı?
- Bizim ev hep çok sesli olmuştur. Evde hep bir bağırış çağırış, hep bir gürültü vardı. Bu arada itiraf etmeliyim ki ağabeylerim küçükken beni çok ağlattılar. Düşünsenize evde iki erkek. İkisi de ortaokul çağlarında. Günün çoğunu birlikte gülüp oynayarak geçiriyorlar. Ben ise kendi köşeme çekilmişim. Onlar için oyuncak bebek gibiydim. Gözü yaşlı büyüdüm. Şimdi ise her ikisine de minnettarım.
http://sendenbaskax.blogspot.com
n Bugüne gelelim... Oyunculuğa nasıl adım attınız?
- Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili Edebiyatı son sınıf öğrencisiyim. Bir arkadaşım Number One TV’de müzik programı sunmamı isteyince havalara uçtum. Beni görüşmeye çağırıp, küçük bir stüdyoya soktular. Burnuma kamerayı dayadılar; "Hadi konuş bakalım" dediler. Normalde hiç susmayan ben, o anda ağzımı açamadım. O gün sonuç alamadık tabii. Birkaç hafta sonra tekrar gittiğimde, bana rahatlamam için başka programların çekimlerini izlettiler. Çekingenliğim biraz daha devam etse de, sonunda bülbül gibi şakımaya başladım.
n Ya sonra?
- Müzik programı iki sene kadar sürdü. O dönemlerde bir fırsatını yakalayıp, sekiz ay diksiyon kursuna gittim. 2002’de ise öğrenci değişim programı çerçevesinde Amerika’nın yolunu tuttum. Türkiye’ye döndükten sonra, okulum devam etmesine rağmen oyunculuğa iyice yoğunlaşmaya başladım. Pera Güzel Sanatlar Atölyesi’nde, daha sonra Harun Özakıncı’nın sinema-oyunculuk atölyesinde dört ay oyunculuk eğitimi aldım. Ve nihayet Kanal D’de yayınlanan bir dizide dört bölüm oynadım. Dizi yayından kaldırılınca üzüldüm, ama ben kolay pes eden biri değilim.
n Ekranlara çıkınca çevrenizde popüler oldunuz mu?
- Yakın çevremdekiler, basında benimle ilgili haber çıkınca hemen "Haberin çıkmış gördün mü?" diye arıyorlar. Bazen bir kafede "Sizi nereden tanıyoruz?" gibi sorularla karşılaşıyorum. Bunları yaşamak çok hoşuma gidiyor.
n Gelelim yaşam felsefenize...
- Ben pek plan program yaparak yaşamayı seven biri sayılmam. Geleceğin size neler getireceğini bilemezsiniz çünkü... O yüzden sadece o anı yaşamayı ve değerlendirmeyi seviyorum. "Hayat siz başka planlar yaparken gelişir" sözünü çok severim. İstediğiniz kadar titiz davranıp seçici olun, insanın hayatı boyunca önüne çıkacak sürprizlere açık olması gerekir.
n Biraz da sosyal meselelere değinelim... Türkiye’de hálá kadın-erkek eşitliği tartışmaları yapılıyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?
- Türkiye’de kadın-erkek eşitliği var gibi gösterilse de bence yok. Hálá bazı yörelerde kadının görevi sadece doğurmak, yemek yapmak ve evi temizlemek. Büyük şehirlerde bile bu durum yaşanabiliyor.
Saadet Isil Aksoy
Biyografi
1983 Doğumlu
orta okulu ozel istek acibadem lisesi'nde okumustur.
Boğaziçi Üniversitesi İngizlice Edebiyatı mezunudur
number one tv de tam 2 yıl belki daha fazla vj lik yapan kedi kızz
Oynadığı Diziler
-Güz Yangını 2005 Pınar
-Esir Kalpler 2006 İrem Akerman
-Senden Başka 2007 Elif
Oynadığı Sinema Filmleri
-Zincirleme Film Tamlaması 2005 Kısa Film
-Yumurta 2007 Ayla
Tolga Futaci Roportaji
Rolüm, Tarık Akan'la Kadir İnanır'ın karışımı!
atv'nin yeni dizisi 'Senden Başka'da ilk oyunculuk deneyimini yaşayan Tolga Futacı, eski Türk filmleri tadında bir dizi çektiklerini söyledi ve ekledi: Canlandırdığım 'Orhan' karakteri sevimliliğini ve tatlı dilini Tarık Akan'dan, karanlık ve sert yönlerini ise Kadir İnanır'dan alıyor..
Adını 2004 yılında katıldığı 'Akademi Türkiye' adlı yarışmayla duyuran Tolga Futacı 3 yıllık suskunluğunu nihayet bozdu. Önce 'Cennet Bahçesi' adlı bir albüm çıkaran genç adam, ardından oyunculuğa geçiş yaptı ve atv'nin yeni dizisi 'Senden Başka'da başrolü kaptı. Hayat felsefesini "Şans sadece hazır olana güler" diye özetleyen Futacı'yla diziyi ve yeni çıkan albümünü konuştuk...
* Sizi müzisyen kimliğinizle tanıdık. Şimdi 'Senden Başka'da başroldesiniz. Nasıl karar verdiniz oyunculuğa geçiş yapmaya?
Benim dünya üzerinde ve Türkiye'de örnek aldığım isimlerin hepsi birçok branşta çalışan insanlar. Sinemada, dizilerde, müzikallerde... Ben de çok yönlü olmayı kafama koymuştum ama önce albüm çıkaracağımı sonra gelen tekliflere göre yola devam edeceğimi söylüyordum. 'Akademi Türkiye'den sonra dizi teklifleri aldım ama hepsini reddettim. Önce albümümü yapmalıydım.
YARIŞMACI ŞARKICI OLAMAZDIM!
* 'Akademi Türkiye'ye katıldıktan sonra albüm yapmak için 3 yıl beklediniz. Neden?
Bir Afrika inanışı vardır; sene hafta başında başlarsa çok bereketli geçer. Albümüm 1 Ocak Pazartesi günü çıktı. İnşallah her şey bereketli gider. 3 yıl meselesine gelince, benim en korktuğum şey, yarışmacı şarkıcı olarak anılmaktı. Ben yarışmalardan nefret ederim ama 'Akademi Türkiye' farklıydı. Diğer yarışmalarda jüri ön plandadır. Bizde yarışmacılar öyleydi. Yarışmada onlar beni kullandı, ben de onları. Sonrasında içime sinen bir şey yapmak için bekledim.
* Bu süreçte insanların sizi unutabileceği endişesine kapılmadınız mı hiç?
Risk almazsanız büyüyemezsiniz. Hayatımın hiçbir döneminde, hiçbir sistemin adamı olmadım. Kendi sistemimi yaratmaya çalıştım. Hayatım boyunca inandığım şeylerin peşinden gitmeye çalıştım, hep risk aldım. Yarışmaya girmek de riskti benim için. Belki bu dizide oynamak da risk. Bütün bunları zaman gösterecek.
* Peki 'Senden Başka' nasıl bir dizi olcak?
Albümümü ilk kez dinlediklerinde insanlar, "Bunu hiç bir kategoriye koyamıyoruz, bu Tolga Futacı albümü olmuş" demişlerdi. Dizinin fragmanlarını izleyenler de başka hiçbir diziye benzetemediler. Orijinal bir iş olacağına inanıyorum. Çok sıcak bi ekip var. Hep zengin erkekfakir kız; fakir erkek-zengin kız gibi klişeler vardır dizilerde. Burada ikisi de fakir. Biribirini zengin zanneden iki fakir gencin aşkı anlatılıyor.
* Fragmanlar ve müzik bana Tarık Akan-Emel Sayın filmleri tadında bir dizi olacağı izlenimini verdi...
Evet. Benden istenen de Emel Sayın, Tarık Akan, Gülşen Bubikoğlu filmlerini izlememdi. 'Orhan' karakterinin karanlık yönünü canlandırmak için de Kadir İnanır'ın 'Selvi Boylum Al Yazmalım'daki karakteri izledim. Johnny Depp'in 'Cry Baby' diye bir filmi var. Oradaki karaktere de benziyor.
* 'Orhan'; Tarık Akan'la Kadir İnanır karışımı biri mi yani? Sevimli, yakışıklı ama aynı zamanda karanlık bir adam...
Sevimli ve yakışıklı kısmı için teşekkür ederim. (Gülüyor) 'Orhan' tatlı dilli biri. İnandığı şeyler için gözünü kırpmadan kavga eden ama sevdiği kadına da kuzu gibi bakan bir adam...
SEVDİĞİME KUZU GİBİ BAKARIM
* Size ne kadar benziyor?
Ben hiçbir zaman kavga eden bir insan olmadım. Olayları hep mantık çerçevesinde çözdüm. Ama ben de sevdiğim kadına kuzu gibi bakarım. 'Orhan'ın bana benzeyen çok yönü var.
* Mesela?
Verdiği sözü tutan, inandığı şeyin arkasından giden, sevdiklerini önemseyen biri... Vefa onun için de benim için de bir semt adı değil.
* Oyunculuğa alışabildiniz mi peki? Oyuncu koçunuz var mı?
Alıştım. Daha öncede 2 klip çekmiştim yani neyin nasıl yapıldığını aşağı yukarı biliyorum. Oyunculuğun daha çok, beklemek üzerine bir şey olduğunu öğrendim. Yönetmenimiz çok sabırlı ve yardımsever. Oyuncu koçum var. Önce dizide 'Salim' karakterini oynayan Mahir İpek'le çalıştım. Yakın arkadaşım Hakan Yılmaz da bu süreçte bana yardımcı oluyordu. Son koçum ise tiyatrocu Hatice Aslan.
* Heyecanlı mısınız peki?
Tabii. Bu çok garip bir şey. Garip bir özgürlük hissi. Beste yapmak gibi... Yeni bir karakter yaratıyorsunuz. Yeni bir şarkı yapmak gibi...
6 ay önce bir albüm çıkardınız. Pek tanıtım yapmadınız...
Aslında röportajlar verdim ama çok fazla sağa sola laf atmadım. Bir cümle söyleyip 20 gün ekranda kalmak bana göre değil. Kendime saygımı kaybetmemek benim için en önemlisi. Doğru bir şey, yavaş da olsa tabana yayılıyor ve zamanı gelince her şey yerini buluyor.
* Albümde nasıl şarkılar var?
Tamamı benim şarkılarım. Sadece 'Mavi' şarkısının sözleri Sibel Alaş'a ait. Albümün adı 'Cennet Bahçesi'. Yani eşim İrem'in adını taşıyor albümüm.
* "İstanbul'dan Bodrum'a kadar arabada dinlenebilecek bir albüm oldu" demişsiniz...
Evet... Huzurlu bir albüm, dinleyen insanlar da öyle söylüyor. Akustik tınılardan oluşuyor.
Keşke kendine daha çok zaman ayırsaydı
* 'Akademi Türkiye'deki yarışmacı arkadaşlarınızdan Barış Akarsu geçtiğimiz günlerde trafik kazası geçirerek vefat etti. Duygularınızı sorsam...
Barış adam gibi bir adamdı. Olunması gerektiği gibi bir insandı. Gitmesek de, görmesek de, o köy bizim köyümüzdü. Son zamanlarda iş yoğunluklarımız sebebiyle tesadüfi karşılaşmalar dışında onu göremiyordum. Ama aynı evde tam 127 günümü geçirdiğim bir insanın kaybı, kolay anlatılır bir şey değil. Neredeyse asker arkadaşı gibiydik. Dizi çevirmeye başladığımdan beri bu işe ne kadar çok zaman ayrıldığını görüyorum. Barış bu dünyadan giderken arkasından "Keşke kendine biraz daha zaman ayırabilseydi" dedim. Tam yüzü gülmeye başlamışken, sıkıntılarını arkasında bırakmışken, böyle gitmemeliydi. Bu veda çok zamansız oldu. Çok erken oldu. Mekanı cennet olsun inşallah!
Türk filmi tadında bir aşk hikayesi
Türk filmi tadında bir aşk hikayesi
Tiryakilik yaratan dizilerin kanalı atv'de; 'Senden Başka' isimli yeni bir proje başlıyor. Sanat dünyasına 'Akademi Türkiye' yarışmasıyla adım atan Tolga Futacı'nın ilk kez oyunculuk yapacağı dizide; eski Türk filmlerini anımsatan samimi bir aşk hikayesi konu edilecek.
İyi bir iş çıkardık
İlk bölümü 18 Temmuz çarşamba yayınlanacak dizinin, diğer başrol oyuncusu ise Saadet Işıl Aksoy olacak. Aksoy, 'Senden Başka'da 'Elif'i canlandıracak. New York'ta oyunculuk eğitimi alan Saadet Işıl Aksoy, 'Senden Başka'nın her yaştan ve her kesimden izleyicinin ilgisini çekeceğini belirterek, "Defalarca izlenen ve her defasında aynı tadın alındığı eski Türk filmlerindeki gibi bir iş çıkardık" dedi. Geçtiğimiz aylarda piyasaya çıkardığı 'Cennet Bahçesi' adlı albümüyle de tanınan Tolga Futacı ise, dizi için oyunculuk dersleri aldığını belirterek şunları söyledi: "Böyle bir projede olduğum için çok heyecanlıyım. Birbirini zengin zanneden iki fakir gencin aşkını anlatıyoruz. Ben 'Orhan' karakterini canlandırıyorum. 'Senden Başka' bugüne kadar ekrana gelen hiçbir işe benzemiyor; gerçekten çok orijinal oldu. Ben de Mahir İpek, Hakan Yılmaz ve Hatice Aslan'dan ders alarak, oyunculuğumu geliştiriyorum."
Kadro Çok Güçlü
Yönetmenliğini Metin Balekoğlu'nun üstlendiği 'Senden Başka'nın senarist ekibi ise Eylem Canpolat ve Sema Ergenekon'dan oluşuyor. TIMS Prodüksiyon-Timur Savcı yapımcılığında ekrana gelecek dizinin oyuncu kadrosunda ise şu isimler yer alıyor: Ezgi Mola, Serdar Yeğin, İpek Yaylacıoğlu, Bilge Şen, Bora Ayanoğlu, Mustafa Selçuk Gülmeriç, Nihan Büyükağaç, Mahir İpek, Füsun Önal ve Hare Sürel.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)